Kamu çalışanları için kendi konfederasyonun taleplerinin dahi çok altında bir muahedeye imza atan ve “açık unutulan mikrofon skandalıyla” son günlerin en çok konuşulan ismi olan Türk-İş Lideri Ergün Atalay, “İşçinin ekmek teknesini muhafazayı da düşündüğü şartlar kelam konusudur” dedi. Atalay, Çalışma Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ile ortasındaki konuşmaya yönelik tenkitler hakkında ise, “Bana saldıranların yüzde 90’ı emekçi değil. Terörü destekleyen gruplar” tabirlerini kullandı.
1 milyon 100 bin üyesi olan 4.5 milyonluk bir ailenin lideri olduğunu kaydeden Atalay, kamudaki mukavelenin imzalanması sürecinin 220 gün sürdüğünü tabir etti. Atalay, “Her şeyimiz şeffaftır. Sendika liderleri ile daima görüşme halindeydik. Her etapta toplandık ve bir sonraki adımı birlikte kararlaştırdık. Karar sendikaların ve personellerin ortak kararıdır” dedi.
Sendikacılık ömründe her vakit “önce Türkiye, evvel işçi” unsuruyla hareket ettiğini vurgulayan Atalay, “Hayatım boyunca ülkemi de emekçiyi de satmadım, satmam, sattırmam” diye konuştu.
Türk-İş ne istedi, neye imza attı?
Türk-İş, en düşük fiyatların 3 bin 500 liraya yükseltilmesi, tüm kamu emekçilerine seyyanen brüt 300 lira artırım, birinci 6 ay yüzde 15, ikinci, üçüncü ve dördüncü 6 aylarda enflasyon artı 3 puan refah talep etmişti.
İmza atılan mutabakatla ise, fiyatı 3 bin 500 liranın altında olan çalışana 150 lira güzelleştirme, tüm çalışanlara ise bu yılın birinci 6 ayı için yüzde 8, ikinci 6 ayı için yüzde 4 oranında artırım, 2020’nin birinci ve ikinci 6 ayı için ise yüzde 3’er ve enflasyon farkı oranında artışta karar kılınmıştı.
TIKLAYINIZ- Atalay, Erdoğan ile yaptığı görüşmede Türk-İş’in resmî taleplerinin sadece yarısını istemiş
“Tepki gösterenler personel değil, terörü destekleyen gruplar”
İmzalanan kontratın harika olmadığını, eksikleri bulunduğunu belirten Atalay, şunları söyledi:
“Türkiye önemli bir ekonomik kriz içinde. Kontrat bu türlü bir krizin içinde imzalanmış bir kontrattır. Bütün bölümlerde emekçi çıkarmaların yaşandığı bir ortamda imzalanmıştır. Personelin ekmek teknesini muhafazayı da düşündüğü şartlar kelam bahsidir. Emekçiler bir yandan maaşlarına artırım isterken öbür yandan ekmek teknelerini de muhafazayı temel almışlardır. Toplusözleşme görüşmeleri en az hasarla atlatılmıştır. Emekçinin isteği doğrultusunda hareket edilmiştir. Mukavele sonrasında beni gaye alanlar oldu. Çabucak şunu belirteyim. Bana saldıranların yüzde 90’ı emekçi değil. Onların asıl hedefleri öbür. Ben başından beri Türkiye’yi savunduğum için, Mehmetçiğin ardında durduğum için beni gaye aldılar. Terörü destekleyen kümeler. Bunların saldırısı beni etkilemez.”
“Vatandaş, TÜİK’in enflasyon sayısına inanmıyor”
Vatandaşın ve personelin TÜİK’in enflasyon sayılarına inanmadığını, sayılarla ilgili olarak herkesin başında soru işareti bulunduğunu hatırlatan Atalay, uygun niyetli personellerin ve vatandaşların artırım oranları ile ilgili telaşlarının da TÜİK sayılarına duyulan güvensizlikten kaynaklandığını belirtti.
Taşeron personellerinin durumu
Toplusözleşmede en değerli eksikliğin taşeron emekçilerinin toplusözleşmeden yararlanamaması olduğunu söz eden Atalay, takıma geçen taşeron çalışanların mağdur olmasının en büyük hüznü olduğunu bildirdi. Atalay, mikrofona yansıyan konuşmasının da yanlış değerlendirildiğini kaydederek şu açıklamayı yaptı:
“Bakandan artırımı kendisinin açıklamasını istedim. Bakan çıktı, artırımı açıkladı, bana döndü, ‘Bir şey söyleyecek misin?’ dedi. Benim söyleyecek bir şeyim yok, ne söyleyeyim de ortalığı karıştıracağım. Laf şu, ben takımdan geçen taşeronları buraya yazdıramamışım, benim sorunum o. Ben zati oraya oturmuşum, imza edeceğim. 17 adam imza atmış, herkes benim yanımda, saklı kapaklı bir iş yapmıyorum ki. ‘Neyi söyleyeyim’ dedim. Onu söylesem kamu mukavelesi mi bu, taşerondan takıma geçenlerin mukavelesi mi bu? Bunun ismi kamu mukavelesi lakin ben onu aldığım vakit gündem değişecek. Ben de gayriihtiyari herkesin duyacağı biçimde bunu söyledim. Dediler ki ‘Bu ne?’ Ben hiçbir şey demedim. Dediğim şu; ‘Taşeronu halledemedim, yazdıramadım.”
“S-400’lere takviye vereceğim”
Bugüne kadar izlediği çizgiden taviz vermeyeceğini söylyen Ergün Atalay, şu bildirileri verdi:
“Benim tavrım nettir. Emeklilikte yaşa takılanların haklarını savunmaya devam edeceğim. Taşerondan takıma geçenlerin, süreksiz çalışanların haklarını her ortamda lisana getireceğim. Hayat pahalılığından şikayetlerimi sürdüreceğim. Kazdağları’ndaki tabiat katliamına itiraz ederken terör örgütünün ormanları yakmasını da gündeme getireceğim. Teröre karşı çaba eden Mehmetçiğin gerisinde duracağım. S-400’lerin ülkeme getirilişine takviye vereceğim. Bizim bu ülkeden öteki gidecek yerimiz yok. Her vakit evvel Türkiye diyeceğim.”
