170 ülkeden 50 bin kişinin başvurduğu milletlerarası eğitim inisiyatifi ‘Rise for the World‘ tarafından seçilen ‘en parlak 100’ öğrenci ortasına giren Diyarbakır doğumlu Gül Karen Aça, “LGS imtihanı sürecinde saatlerce, sabahlara kadar test çözdüm. Bu maratonun sonunda artık bunun seyahatimin bir modülü olmasını istemiyordum. Hem kendimi hem etrafımı geliştirerek Harvard ve Stanford dahil 9 okuldan kabul aldım. Nörobilim okumak, beynimizi daha âlâ tanımak istiyorum” dedi.
Radyo Sputnik’te Atilla Güner’le Akşam Postası
Doğada çözülen ve yenilenebilir bir plastik üzerine çalıştık. Bilhassa Güneydoğu Anadolu ve Dicle etrafında yetişen ziraî eserlerden plastik üretiyoruz. En büyük özelliği kısa müddette çözülmesi ve çözülürken de toksin unsur yaymaması. Bu projenin özelliklerinden biri de kaynaklarımızın insan tesirlerinden negatif etkilenen değil de tahlil olarak devreye giriyor olması. Bu proje dünyada en başarılı 10 proje ortasına girdi ve şu an final evresindeyiz.
Bireyi aileden, kişiyi doğduğu yerden başka düşünmek imkansız. Annem müzik öğretmeni, babam matematik öğretmeni. Hayatımdaki en büyük tesirleri, kendi alanımın olmasına müsaade vermeleri. LGS imtihanı sürecinde çok fazla test çözdüm. Bu maratonun sonunda artık bunun seyahatimin bir modülü olmasını istemiyordum ve yurtdışına yönelik çalışmak istediğimi ailemle paylaşmıştım. Finansal teminatımız olmamasına karşın en makus bir yıl daha hazırlanırsın diyerek ailem kararı bana bıraktı. 12. sınıfı bitirdiğimde ailem bana, ‘hem kendini hem de etrafını geliştirdiğini hissettik ki, yurtdışı kabulünü olmasan bile bu çok hoş bir duygu’ dediler.
“Nörobilim okumak istiyorum”
Nörobilimi lisede keşfettim. Üniversitede Nörobilim okumak istiyorum. Sebebi beynimizin işleyiş formlarının toplumun sistemi ve ekonomik tertipte ve ‘bu sensin’ diye öğretilen şeylerdeki tesirini fark etmem. Birtakım hususlara daha esaslı tahliller bulabileceğimize inanıyorum.
Kabul aldığım 9 okul ortasında Harvard Üniversitesi ve Stanford Üniversiteleri öne çıktı ancak daha karar veremedim. Bu üniversitelerin hiçbiri birbirinden daha güzel değil. İki okul da çok özel. Bu süreçte, kim olmak istediğimi, hangi okulun bedellerin benimle daha çok uyuşuyor olduğunu ve nasıl bir ortamda olmak istiyorum sorularını kendime soruyorum. Şu an okuduğum okuldan mezun olup Harvard’a giden iki kişi var, onlarla da konuşuyoruz. 1 Mayıs’a kadar karar vermem gerekiyor. Bana bakınca birinci izlenim pek çok okula kabul olmuş olmam olabilir ancak ben bu kabulü yalnızca kendim kabul olmuşum üzere değil de tüm Türkiye Harvard’a kabul olmuş üzere görüyorum.
Alt sınıflardaki arkadaşlarımla birlikte bir küme kurduk ve nörobilimle ilgili podcast, makale ve Youtube içerikleri yapıyoruz.
