Hürriyet gazetesi muharriri Sedat Ergin, inançlı bölgeye ait, “Türkiye’nin güvenlik dertlerinin acilen karşılanacağının açıklanması, bunun için ABD ile ortak bir sistemin kurulmasının kararlaştırılması, ABD’nin ‘barış koridoru’ amacını taahhüt etmesi kuşkusuz Ankara açısından bu mutabakatın en kıymetli artılarını oluşturuyor. Fakat tekrar de varılan mutabakatı bugün prestijiyle kapsamlı bir formda değerlendirebilecek bir noktada değiliz ” dedi.
Ergin, mutabakatın etaplı halde ilerleyeceğinin anlaşıldığını kaydederken “Güvenli bölgede Suriyelilerin dönüşünü de kapsayacak formda yapılacak düzenlemeler daha sonraki kademelere bırakılmış bir amaç olarak beliriyor” sözünü kullandı.
Ergin, mutabakatın kritik noktalarından birinin yerleşim yerinde nasıl bir idare modeli işleyeceğinin belirlenmesi olduğunu söyledi. Ergin inançlı bölgeye ait şu değerlendirmelerde bulundu:
“Fırat’ın doğusundaki bölge hudut boyunca birtakım noktalarda Kürt, birtakım noktalarda ise Arap nüfusun ağır olduğu bir coğrafya. Kürt ve Arap nüfusun iç içe geçtiği yerleşimler de kelam hususudur. Bölgede demografisi başkalaştırılmış yerlerin bulunması işi daha da güç bir hale getiriyor. Örneğin, Tel Abyad Arap yüklü bir yerleşim olmakla birlikte 2012 sonrası süreçte PYD/YPG’nin uygulamalarıyla Kürt nüfusu bariz bir biçimde artmıştır. Türkiye’deki Suriyelilerin bu bölgede yerleştirilmesi projesi -karmaşık demografik istikrarlar ışığında- hassasiyetle yürütülmesi gereken bir husustur.
‘Güvenli bölge’ içindeki yerleşimlerde nasıl bir idare modelinin işleyeceği bir öbür kritik başlıktır. Bu bölgedeki belirli başlı yerleşimlerde hala YPG/PYD’nin baskın olduğu mahallî kurullar işbaşındadır. Bu kurulların kompozisyonlarının ve fonksiyonlarının inançlı bölge altında nasıl şekilleneceği uygulamadaki kıymetli sıkıntılardan biridir”
Yazının devamı için
