Emek ve Özgürlük İttifakı’nda yer alan 6 partiden 5’i seçime Yeşil ve Sol Parti listesinden, Türkiye Personel Partisi (TİP) ise 49 vilayette kendi listesiyle seçime girecek.
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın temsilcileri, Ankara’da Mülkiyeliler Birliği’nde basın toplantısı düzenleyerek, seçime ait politik mutabakat metnini açıkladı. Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü İbrahim Akın, tarihi bir seçime gidilirken yürütülen çalışmaların son kademesine gelindiğini belirterek, “Emek ve Özgürlük İttifakı, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olduğu üzere milletvekili seçimlerinde de temel olarak tek adam rejimine son vermeyi hedeflemektedir. Bu anlayışla yürüttüğümüz görüşmeler sonucunda ittifakımız içerisinde yer alan İşçi Hareket Partisi (EHP), Emek Partisi (EMEP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) ve Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) seçimlere 81 vilayette Yeşil ve Sol Parti çatısından ortak listelerle katılmaya karar vermiştir. İttifakımız içerisinde yer alan TİP ise seçimlere 49 vilayet ve 52 seçim etrafında kendi listeleriyle girecek, öbür tüm vilayet ve seçim bölgelerinde Yeşil ve Sol Parti’yi destekleyecektir” dedi.
TİP Genel Lideri Erkan Baş da “Sesi bastırılmak istenen, yok sayılmak istenen, milyonların siyasi iradesini güçlendirmek için uzun perspektife sahip bir ittifak inşa etmiştik. Seçimlerden evvel, seçimler sırasında ve en değerlisi de seçimlerden sonra; özgürlüğün, barışın, adaletin güçlenmesi, kalıcılaşması, tüm yurttaşların huzur içinde yaşaması için Emek ve Özgürlük İttifakı bir güvencedir” diye konuştu.
TIKLAYIN – Erkan Baş duyurdu: TİP, 52 seçim bölgesinde liste çıkaracak
“Tek adam rejimini göndereceğiz ülkemizi aydınlık hoş günlere taşıyacağız”
EHP Genel Lideri Hakan Öztürk: Bu tek adam rejimine karşı tek yumruk ve tek beden olarak onu göndereceğimizi düşünüyoruz ve bu iradeyi ortaya koyuyoruz. Bunu başarabilmek için artık ortaklaştığımız bir partimiz var; Yeşil ve Sol Parti. TİP’li yoldaşlarımızla Emek ve Özgürlük İttifakı’nın içinde daima birlikte, tek bir güç olarak Türkiye’deki bütün şartları, problemleri değiştirmek üzere harekete geçeceğiz. Birlikte değiştirme gayretini bir el daha yükseltmiş olacağız. Bütün bunu gerçekleştirdiğimizde de önümüzde büyük bir ufuk açılacak. Parlamentonun güçlendirilmesi demek bir laf değildir, parlamentoyu güçlendirmek için halkın işçilerin örgütlü gücünü parlamentoya yansıtmak gerekir. Halkların kardeşliğini, barışı yaratmak gerekir. Konuşarak, müzakere yolu ile tahlil aramayı yaratmak gerekiyor. Bayanların ne kadar büyük problemler yaşadığını, bayan cinayetleri ile karşı karşıya kaldığını biliyoruz. Bunu durduracak bir iradeyi ortaya koymalıyız. Yıkılmayacak kentler yaratmalıyız. Bu seçimlerde gereken başarıyı tekrar göstererek bu tek adam rejimini göndereceğiz ülkemizi aydınlık hoş günlere taşıyacağız.
“Sadece seçim ittifakı değil, çaba ittifakı olarak doğduk”
EMEP Genel Lideri Ercüment Akdeniz: Bu seçime girerken kalan 36 günde bizi bir ortaya getiren şey; bu memleketin çocuklarının gece yatağa aç girmeleridir. Annelerin çocuklarını sabah okula gönderirken beslenme çantasına ne koyacağım diye düşünmeleridir. Bayana yönelik şiddettir. Domatesin, patlıcanın, biberin, soğanın tane ile tartıldığı bir memleket tablosunu yıkmak için bir ortaya geldik. Biz yalnızca bir seçim ittifakı değil bir çaba ittifakı olarak doğduk. 2023 1 Mayıs’ında bütün Türkiye’yi hem işçilerin taleplerinin meydanlara döküldüğü bir gayret gününe çevireceğiz hem de daima birlikte bugünü 14 Mayıs’a bağlayan çok büyük bir politik gösteriyi tüm Türkiye’de gerçekleştireceğiz. Bizim ittifakımızın farkı budur. Asla bu seçimlerin iki kutuplu burjuva ittifakına sıkışmasına müsaade vermeyeceğiz. Acımızı yasımızı öfke ile coşku birleştiriyoruz, hesap sormak için geliyoruz. Bu seçim tek adam rejiminin gideceği bir seçim olacak. Bu rejimin oylanacağı bir seçim olacak bu nedenle bütün halkımızı kalan 36 günde geceli gündüzlü bir çalışmaya davet ediyoruz. Tek adam gidecek lakin yerine ne gelecek? Biz zenginin değil işçilerin, haklın güldüğü Türkiye için farklı bir programla geliyoruz. Biz bağımsız demokratik, laik bir Türkiye istiyoruz. Kürt probleminin eşit haklar temelinde çözüldüğü demokratik bir Türkiye için yürüyüşümüzü başlatmış bulunuyoruz. Türkiye’nin geleceğinde yeni bir yüzyılın yazımında Emek ve Özgürlük İttifakı olmadan yeni bir tarih yazılamaz o tarihi bizler yazacağız. Halkımızı bu yeni tarihi yazmak üzere gayrete çağırıyoruz.
“Halklarımızla birlikte, kazanmaya inanıyoruz”
Sosyalist Meclisler Federasyonu Sözcüsü Barış Kayaoğlu: Bize nazaran 2 taraf var; bir tarafta onlar bizim vergilerimizle bulundurdukları imkanları enkaz altındakileri kurtarmak için kullanmayanlar. Halktan çaldıkları ile saray kasasına bağış yapanlar. Yeni rant pazarını paylaşmak için avuçlarını ovuşturanlar, çadır satanlar. Öbür tarafta ise yokluk içinde tüm imkanlarını seferber eden ay sonunu güç bela getirirken sarsıntı bölgelerine besin ve muhtaçlık materyalleri gönderen halk var. Bizim tarafımız belirli elbette. Tehditlerle, zorbalıkla ve dehşet imparatorluğu yaratma gayreti beyhudedir. Söylenecek her kelam söylenmiştir bize nazaran. Emek ve Özgürlük İttifakı kendinden emin ve kararlı adımlarla da yoluna devam ediyor. 14 Mayıs’ta parlamentoda en geniş kesiti en fazla vekille temsil etmeye de kararlıdır. Bize nazaran kelam bitmiştir artık hareket vaktidir. Halklarımızla birlikte kazanacağımıza inanıyoruz.
“Ezilenlerin ittifakı ile faşizmi tarihin çöplüğüne göndereceğiz”
Toplumsal Özgürlük Partisi Sözcüler Heyeti Üyesi Perihan Koca: Emek ve Özgürlük İttifak yan yana geldiği birinci günden itibaren söz ettiği üzere halkların yegâne tahlil alternatifi olarak kendisini bir kere daha ortaya koymuştur. Bugün içinde olduğumuz siyasal ve toplumsal enkaz, işçi sınıflara vaat edilen derin yoksulluk cehennemi, haklar ve özgürlükler sorunu o denli yumuşak geçiş programları ile onarımcı tahlillerle bertaraf edilebilecek bir kriz basamağını geçmiş bulunuyor. Yan yana gelişimizin temel sıkıntısı, yalnızca saray rejimini tarihin çöplüğüne göndermek değildir. Bu kapitalist sömürü nizamına, despotik saltanat makamlarına, bu kabahat, sömürü ve savaş nizamını tümüyle karşısına alan bir programla, bir halkçı yürüyüşle geliyoruz. Memleketi yine kuracak olan, demokratik bir cumhuriyeti inşa edecek insan onuruna yaraşır bir ömrü inşa edecek olan yegâne program buradadır. Biz bir masa başı ittifak değiliz, sokaklardan, gayret alanlarında geliyoruz. Halkın, ezilenlerin ittifakı ile faşizmi tarihin çöplüğüne göndereceğiz. Saray rejimini yıkacağız, 14 Mayıs’ta daima birlikte kazanacağız.
“İktidarı göndermek yetmez fakat tertip değişikliği şarttır”
HDP Eş Genel Lideri Mithat Sancar: Çalışmalar titizlikle yürütüldü, ortak fikirlerle bir yol bulmaya çalıştık ve bu yolu da nihayet bulduk. Şiddetli bir periyottan geçtiğimizi hepimiz biliyoruz. Ülke çok boyutlu krizlerle baş başadır. Bu tertip bu ülkenin ve tolumun en fakir kısımlarını üzerine çökmüştür. Adeta bir enkaz yığını ile karşı karşıya bırakılmıştır Türkiye halkları. Bizler bu enkazı kaldırma bu yıkımı ve çöküşü onarma ve emeğin, ezilenlerin, dışlananların iradesi ile yeni bir inşa periyodu başlatmak gayesindeyiz. Elbette tenkitler olacaktır, bunlardan ders çıkarmak ve değerlendirmeler yapmak da bizim vazifemizdir. Tasalar varsa bunları giderme de hepimizin omuzlarındadır. Bu telaşları gideren bir mutabakat oluşturulduğunu düşünüyoruz, bu türlü bir ortak irade ortaya çıktığına inanıyoruz. Bütün devri geride bırakma ve önümüze bakma vaktidir. İktidarı göndermek yetmez fakat tertip değişikliği için koşuldur. Nizamın değişmesi dediğimizde de kastettiğimiz şey; sömürüye, savaşa, talana, palavraya dayalı bu rejimin artık tarihin çöp sepetine gönderilmesi gereğidir. 3’üncü yol siyaseti ile yeni yüzyılda demokratik cumhuriyeti inşa etmek için geliyoruz. Bu karanlığı dağıtmak için geliyoruz. Bu mevzuda irademiz sağlam kararlılığımız tamdır. Dönüşümün merkezi gücü olacak bir temsiliyeti parlamentoya taşımak temel gayemizdir. Alandaki çalışmalar ağırlaştıkça daha evvel lisana getirilen telaşların da yersiz olduğunu daima birlikte ortaya koyacağız. Değiştirmeye, daima birlikte kazanmaya geliyoruz.”
