“Biz bunu nerede paylaştık? Sizin meslektaşlarınızı bunu paylaşarak bizi linç ediyorlar. Bu beyefendi benim eşimin babası kadar sevdiği bir insan. Ben çektim. Kendi babamı da çektim. Siz çekmeyebilirsiniz, bu sizi ilgilendirir mi? Bunu kimse engelleyemez. Bfotoğraf
aunu magazinciler servis ediyorlar, burada linç var. Biz onlarla mahkemede hesaplaşacağız. Gerime geçip fotoğraf çekiyorlar. Bu adam 15 gündür hastanede, neden tenezzül edip haber yapılmıyor? Bu adamın tiyatroları 20-30 bireye oynarken neden haber yapılmadı? Benim eşim burada acılı. Benim eşim babası üzere sevdiği adamı kaybetti. Benim de babamın tabutuyla fotoğrafım var. Babamın saçını da kestim, saklıyorum. Bu haber değildir. Bu kurgulanmış haberdir, bu makus bir haberdir. Bizi linç ediyorlar, dünyanın bedduasını alıyorum. Ben rahmetlinin cenazesinde 20 kişiyi gördüm. Uyarmadım, ben uğraşmam. Bu kurgulanmış bir haber. Ben bunu toplumsal medyada paylaşsaydım, yerden göğe kadar haklı olurdunuz. Bu fotoğrafı paylaşan arkadaş ne niyetle paylaşıyor?”
Selen Görgüzel de şunları söyledi:
“Enis Fosforoğlu bir daha dünyaya gelmeyecek. Bir daha ölmeyecek. Biz Enis Hocamın belgeselini yapacağız. Bu karelere muhtaçlığımız var. Benim eşim koleksiyoner… O kadar usta isimlerin o denli özel kareleri var ki, şaşırırsınız. Biz bunu çerçeveletmek için çekmedik, bir jelatinin altına koymak için çekmedik. Yarın öbür gün fotoğraflara bakarken, anlatırken ‘Böyle büyük bir adamdı’ diyeceğiz. Bu mevzu ile gündeme geldiğim için hicap duyuyorum.”
