Galatasaray topluluğunun önde gelen isimlerinden Ergun Gürsoy, sarı – kırmızılı kulübün gündemini Spor Depor’a kıymetlendirdi. Galatasaray ve Okan Buruk’un bu dönem gösterdiği performansa değinerek kelamlarına başlayan Ergun Gürsoy; “Takım son Konyaspor maçına kadar pek güzel gidiyordu. Konyaspor maçında ise herkesi kusurlu buluyorum, özellikle geri dörtlüyü. Haydi berabere kal fakat 3 puan verilmemeliydi. Bu nedenle biraz üzüldüm.” sözlerini kullandı.
Okan Buruk’un futbolculuk periyodunda birlikte de çalıştıklarını belirten Ergun Gürsoy, genç teknik adamın Fatih Terim üzere Galatasaray’da uzun yıllar büyük başarılara imza atabileceğini lisana getirerek; “Okan Buruk’u çok severim, çok da destekliyorum. İnsanların vakit zaman eksik kaldıkları vakit zaman da artılarının öne çıktığı periyotları olabilir. Bunu çabucak lisana getirmek yanlışsız değil. Herkesin bir kredisi vardır. Okan Buruk’un hem teknik yöneticilikte hem de Galatasaraylılık konusunda kredisi çok yüksek. Bu nedenle sabırlı olmamız lazım.” dedi.
“Kupayı kim kaldırdıysa âlâ ve başarılı olan odur”
Son devirde Galatasaray ile Fenerbahçe’nin yaşadığı MHK ve Lale Orta polemiğine girmek istemeyen Gürsoy, “Bu hususları herkes konuşuyor, o nedenle bana bunu sormayın. Hakem artı da olabilir, eksi de olabilir. Galatasaray’ın lehine de hareket edebilir, aleyhine de hareket edebilir. Sonuçta kupayı kim kaldırdıysa; haklı, uygun ve başarılı olan odur.” cümlelerini kullandı.
Ergun Gürsoy, Ali Koç ile Dursun Özbek’in karşılıklı yaptıkları açıklamalara da imalı bir göndermede bulunarak; “Boş kaldıkları vakit bir şey yapacaklar natürel. Millet onlardan bir havadis bekliyor. İster istemez bir şey diyecekler yani. Onların da buna hakkı var. (Gülerek)” tabirlerini kullandı.
Dursun Özbek ve idaresini başarılı bulduğunu lisana getiren Ergun Gürsoy, Özbek idaresinden evvelki geçmiş idareleri de başarısız bulduğunu söyledi. Bu kanısını de şu sözlerle destekledi;
“Zaman vakit el açtık sağa – sola. Berbat durumlara düştük. Onlar artık olmuyor, düzgün gidiyorlar fakat ne vakte kadar bilmiyorum. Şu an başarıyorlar. Esasen bu idaresi destekliyorum. Lideri seçimde de destekledim. Biz, birden teğe adamları zirveye çıkarıp aşağı bırakmayız. Benim de yöneticilik hayatım uzun sürmüştür. 30 sene, girdili – çıktılı. Benim başarılı olmamı yahut başarısızlığımı bir iki olaya bağlamalarına üzülürüm. Ortalamayı alacaksın. Nasıl bir senede 36 maç oynuyorsun ve ona nazaran ödül alıyorsun. Genel duruma bakacaksın. Ekseriyetle düzgün işler yapıp bir tane makus iş yapıyorsa; onu es geçeceksin.”
“Falcao, reklam için kaybedilen paradır”
Kendi yöneticilik periyotlarında Prekazi, Hagi ve Ribery üzere değerli futbolcuların Galatasaray formasını giydiğini hatırlattığımız Gürsoy, kendi yöneticilik devri ile ilgili şu cümleleri sarfetti;
“Ben sessiz ve derinden giden bir yapıya sahibim. Benim olduğum devirlerde idare şurasında futbol konuşmazdık. Bir hafta evvel yapılmış şeyleri anlatırdık. Dedikodu ve gazetecilerin utanmaz istek ve istekleri bizi güç durumda bırakırdı. Bir futbolcuyu almadan aldık diyerek fotoğraf çektirmek, uçakla getirmek bazen çok değerliye mal olurdu. Bunun örnekleri var; Monaco’dan aldığımız Falcao reklam için kaybedilen paradır. Bu türlü çok oyuncu var. Bizim devrimizde pek olmadı. Sarıyer’den Erdal’ı aldım ben, alana çıkana kadar kimsenin haberi yoktu. Grup açılışa çıkmıştı. Haydi maşallah yallah dedik saldık alana. Herkes şaşırdı. O vaktin parasıyla uygun bir para ve düzgün bir futbolcu. Ona misal çok şey var.”
Geçmiş röportajlarında Rıdvan Dilmen’in Galatasaray’a transferinin gerçekleşmemesinin nedeninden bahsettiğini sorduğumuzda ise Ergun Gürsoy; “Şeytan.(gülerek) Çok beğendiğim bir futbolcudur. Galatasaray’a gelmemesinde onun kabahati olduğu kadar bizim de kabahatimiz var. İdare konseyinde öteki arkadaşlar bazen muvaffakiyetleri kıskanırlar. Bazen benim alacağım dediğim oyunculara itiraz edenler olurdu. Rıdvan Dilmen de bunlardan biriydi.” tabirlerini kullandı.
“Ünal Karaman’la anlaştık, bizdeki uzun ağabeyler karşı çıktı”
Rıdvan Dilmen kelamlarının üzerine Ünal Karaman’ın da Galatasaray formasını giymeye çok yakın olduğunu ancak tıpkı problemlerin ortaya çıktığını söyleyen Gürsoy, Karaman’ın transfer sürecini de şu halde anlattı;
Ergun Gürsoy, Ünal Karaman’la ilgili de enteresan bir anısını paylaştı;
“Ünal silah meraklısıdır. Benim silah koleksiyonum var. O gün de bana otomatik tüfek gelmişti. Tüfeği gördü, asılı duruyordu. Abi dedi, bunu bana verir misin? Al dedim ya para istemez. Gün geçti, işimiz olmadı. Bir gün baktım; Ünal, kılıfı ile birlikte tüfeği getirdi. Futbol adamı, futbolcuya ikram verebilir. Abi dedi, artık rakip olacağız, ben bunu alamam dedi. Ne kadar ısrar edersem edeyim tüfeği iade etti. Ben futbolculara çok fazla ikram vermişimdir. Lakin kabul etmeyenini hiç görmedim.”
“Galatasaray’ı kurtaracak proje olduğuna inanıyorum”
Galatasaray’ın Florya projesine de değinen Ergun Gürsoy, tek söz ile “kurtuluş” diyerek tanımladı. Devamında ise şu kelamları söyledi;
“Oraların toparlanmasında bizim de emeğimiz var Ali Uras ile birlikte. Beni birinci idare konseyine alan Ali Uras’tır. O memur hali ile birlikte çalışma içindeydi o vakitler, başarılı da oldu. 20 dönümle başlandı buralara kadar geldi. Peşinden Ali Tanrıyar da yararlı oldu. Artık Galatasaray’ı kurtaracak proje olduğuna inanıyorum.”
Florya projesi sürdürülebilir ekonomiyi Galatasaray’a sağlar mı” diye sorduğumuzda ise Ergun Gürsoy’dan çarpıcı bir cevap aldık;
“Sağlar da Galatasaray’da ne paralar geldi, neler yitti. Birisi gelir parayı götürür, birisi gelir borçları siler. Derken hayat bu türlü devam edecek.”
Kendisinin idarelerde yer aldığı periyotlarda Galatasaray’ın şampiyonluklar kazandığını ve taraftarların yıldız futbolcular izlediğini hatırlattığımız Gürsoy’a, içinizde bir ukte var mı diye sorduğumuzda ise;
“İçimde bir ukte yok. Benim dönemimde Galatasaray daima başarılı periyot yaşadı. Yalnızca 1996’da kurulan takımla en son alınan kupada ben yoktum. 3. senede ben ayrıldım. Kophenhag’da Türk vatandaşı olarak izledim ve gurur duydum. Bunun hüznü var natürel. Oraya gitmemem için uğraşanlar utansın.” karşılığını aldık.
“Centilmenlik çok övülecek bir şey değil”
Geçtiğimiz günlerde vefat yıldönümünde anılan ve kendisinin de idaresinde çalıştığı Galatasaray’ın eski liderlerinden Özhan Canaydın hakkında da görüşlerini rica etmemiz üzerine Gürsoy;
“Galatasaray ile yatan Galatasaray ile kalkan, biraz fanatik bir üyemizdi. Başkanlığında da yöneticiliğinde de taraftar olduğu vakitlerde da daima birebir çizgide gitmiştir. Vakit zaman arbede ederdik, vakit zaman anlaşırdık lakin akşam tıpkı sofraya otururduk. Dostluğumuz yeterliydi, uygun günlerimiz de vardı makus günlerimiz de vardı. Değişik bir simaydı, Galatasaray için her şeyini heba etmek bakımından bonkördü.” dedi.
Özhan Canaydın’ın centilmen yapısına vurgu yaptığımızda ise Ergun Gürsoy, şu tabirleri kullandı;
“Centilmenlik çok övülecek bir şey değil. Taraf olan beşerler biraz centilmenliği bir kenara koyacak, gereğini yapacak. Bu bakımdan beğenmezdim ben.”
