İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu, dün Edirne Belediyesi’nde konuştu. İmamoğlu’nun burada yaptığı konuşmada, “Türkiye’nin düştüğü ıstırapların her birinde hem fikirsek ortada bir gerçek var; Millet İttifakı. Ya burada birleşirsiniz, ya da birleşmediğiniz takdirde o hesaplarınızın yanlış olduğunu öğrendiğinizde geç olur. Benim bu sözlerim siyaset arenasınadır. Herkes üstüne düşeni alacaktır” davetinde bulundu. İmamoğlu’nun bu daveti, cumhurbaşkanı adayı olan Memleket Partisi Genel Lideri Muharrem İnce’ye yönelik olduğu düşünüldü.
Edirne Belediyesi’nde konuşan İmamoğlu, cumhurbaşkanı adaylığı kararından vazgeçmeyen Memleket Partisi Genel Lideri Muharrem İnce’ye isim vermeden göndermede bulundu. İmamoğlu, şu tabirleri kullandı;
“Zorluklar olacak aşacağız. Sorun çıkaranlar olacak çözeceğiz. Kötülük yapmak isteyenler olacak onlara pürüz olacağız. Menzilimiz tekse bizi bu yoldan kimse çeviremez.
Farklı yollarda yürüyorsak, hakikaten demokrasi diyorsak, nitekim bugünün iktidarı gitmeli diyorsak Türkiye’nin düştüğü sorunların her birinde hemfikirsek ortada bir gerçek var; Millet İttifakı.
Ya burada birleşirsiniz, ya da birleşmediğiniz takdirde o hesaplarınızın yanlış olduğunu öğrendiğinizde geç olur. Bu birliğin gücüne herkesi davet ediyoruz. Bu davet resmi statünün içine eklenmeden de olabilir. Bunun örneklerini yaşıyoruz.
Bizim yola çıkışımızın en büyük mükafatı 1’inci cinste seçimi kazanmaktır. Ve kazanacağız. Benim bu sözlerim siyaset arenasınadır. Siyaset arenasında yol yürüyen insanlara dairdir. Elbette herkes üstüne düşeni alacaktır.
Tarihi bir devirdeyiz. Birtakım dostlarım diyor ki ‘ne şanssız adamsın, İBB Lideri oldun bir gün bile sana nefes aldırmadılar. Her gün sana saldırdılar.’ Bu akınların yanından 4 yılın 1.5 yılı pandemi ile geçti.
Ardından Türkiye Cumhuriyeti tarihinin tariflenmesi gün ekonomik krizini yaşadık. Yanı sıra bir çok imkanların kanunun ötesinde elinizden alındığı bir periyotta misyon yapıyorsunuz. Bir de üstüne hepimizin içini yakan acı sarsıntının tesiri.
İçinde bir de cumhuriyetin 100’üncü yılı var. 100’üncü yılda Türkiye’mizin ne yazık ki elde ettiği birikimlerin dahi heba edildiği bir periyottan sonra tekrar rehabilite edilmesi gereken atılması gereken ıslahat adımlarının olduğu bir periyodun ferdiyiz.
‘Ne kadar şanssızsın’ dediklerinde daima şunu söyledim; aslında şanssız beşerler değiliz. Ben kendimi tarihte çok sorumlu bir kimlik olarak görüyorum.
Şanssız değil tam bilakis bu mesuliyetini yerine getirmekle sorumlu ve tarihin bu kıymetli periyodunda misyonunun hakkını veren bir insan konumunda olduğumu düşünüyorum. Ve bu sorumlulukla işime sarılıyorum. Burada bulunan her dostumuz emsal bir sorumluluk taşıyor. Bu periyotta başarılı olmak zorundayız, öteki bir talihimiz yok.
İstanbul Türkiye’mizin göz bebeği. Bir oburunun tanımı ile İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır. Ya da İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder. İşte bize yüklenen sorumluluk, bu türlü bir sorumluluk.
Devletin gücünün kaybolduğu, devletin gücünün vatandaşa had bildirdiği bu devri sona erdireceğiz. Her şeyi biz biliriz asla demeyeceğiz. Milletiyle konuşan bir hükümet periyodu başlayacak.”
