Otopsi raporunda azap sonucu öldüğü başına ağır darbeler aldığı aktarıldı
Gözaltına alınan Konuş, polisler Gürbüz Kurnaz, Yalçın Beşikçi, Osman Ölker tarafından saat 08.12’de asayiş ofise yürüyerek götürüldü. Lakin saat 10.55 de ise Konuş bir battaniye içerisinde hastaneye götürüldü. Tabipler Konuş’un 11.45 prestijiyle hayatını kaybettiğini tespit etti. Yapılan otopsi sonucunda ise Konuş’un gözaltında uğradığı azap sonucu öldüğü başına ağır darbeler aldığı aktarıldı. Raporun akabinde azapçı polisler hakkında açılan dava bir türlü ilerleyemedi.
Cezada indirim yapıldı
İşkenceci 7 polis hakkında 9 yıl sonra karar verildi. İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık polisler Gürbüz Kurnaz, Yalçın Beşikçi, Osman Ölker’in belgede toplanan kanıtlar ve cürmün sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığını belirterek beraat kararı verdi. Mahkeme sanık polisler Oktay Kapsız, Ramazan Adıgüzel, Murat Ertürk ve Abdülcelil Karadağ hakkında ise “İşkence sonucu vefata neden olma” kabahatinden ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası verdi. Cezada indirim yapan mahkeme heyeti sanıklara müebbet mahpus cezası verdi. Heyet yaptığı indirime ise sanıkların geçmişini, toplumsal hayatını,yargılama sürecindeki davranışlarını münasebet gösterdi. Sanıklara müebbet mahpus cezası veren mahkeme heyeti sanıklar hakkında isimli denetim kararı verdi.
“İşkenceyi gizlemeye yönelik aksiyonlarda bulunanlar hakkında süreç yapılmadı”
Karara reaksiyon gösteren Konuş ailesinin avukatı Nuri Köse, Murat Konuş’un gözaltında iken misyonlu emniyet vazifelilerinin azabına maruz kalarak hayatını kaybettiğini belirterek, “Murat Konuş’un emniyet vazifelilerinin azabı sonucu öldüğü, kamera kayıtları, şahit beyanları, isimli tıp raporları ile sabit olduğu halde, ne yazık ki yargılama yıllarca sonuçlandırılmamış, o denli ki duruşma savcısının 2015 yılında mütalaa sunmuş olmasına karşın karar 9 Temmuz 2019 tarihinde verilebilmiştir. Kararda, Murat Konuş’u gözaltında azap yaparak öldürdükleri sabit görülen dört emniyet görevlisinin cezalandırılmasına karar verilmiş olması da tartışmaları sona erdirmemiştir. Çünkü hata böylesine sabit olmuşken belgenin yıllarca karara bağlanmaması, ağırlaştırılmış müebbet cezası ile cezalandırılan dört sanık için takdiri indirim uygulanması, duruşmaya da katılmayan ve aldıkları müebbet mahpus cezası nedeniyle kaçmaları kesinlikle olan sanıkların kararla birlikte tutuklanmalarına karar verilmemesi, ayrıyeten gözaltında azap cürmünün gizlenmesine yönelik hareketleri bulunanlar hakkında bir süreç yapılmaması yargılama sürecine ve kararın adil olmadığına ait kuşkuları artırmaktadır” tabirlerini kullandı.
Köse, soruşturma ve yargılama sürecinin adabınca yürütülmemesi ve kelam konusu karar ile adaletin tecelli etmemesi nedeniyle kanun yollarına başvuracaklarını kelamlarına ekledi.
