Hatay Büyükşehir Belediye Lideri Lütfü Savaş, zelzelenin akabinde kendisine yöneltilen tenkitlere cevap verdi. T24’e konuşan Savaş, imar affı ile Hatay’da 205 bin kısmın af kapsamına girdiğini hatırlatarak, “Sistemin sorgulanması gerekir” dedi. Savaş, “Emek-Aksaray Mahallesinde kentsel dönüşümü engellemek gayesiyle miting yaptığı argümanına yönelik de, “Antakya Belediye Başkanlığı yaptığım sırada, bakanlıktan müsaadesi ben istedim. CHP’den Hatay Belediye Başkanlığını kazandıktan sonra onlar kentsel dönüşüm işini AKP’li Antakya Belediyesi’ne verdiler. Alüvyon tabanda 13 katlı proje hazırladılar” dedi.
Kahramanmaraş merkezli sarsıntılardan en çok etkilenen vilayetlerin başında gelen Hatay’ın Büyükşehir Belediye Lideri Lütfü Savaş, kentsel dönüşüm ve imar süreçleri ile ilgili kendisine yönelik tenkitleri yanıtladı.
2018 yılında çıkarılan imar affı ile Hatay’da 205 bin kısmın af kapsamına girdiğini vurgulayan Savaş, şunları söyledi:
“Üç katlı bina için proje yapıp nasıl olsa af gelecek diye iki kat daha yapılırsa sonra affedilirse bugün olduğu üzere canlarımızı kaybederiz. Kaçak katlara, yapılara imar affı verdiniz, o yapılarda oturanlar artık yerin iki metre altında. Gelin o insanların yasını tutan ailelerine, arkadaşlarına, akrabalarına kimleri nasıl affettiğinizi anlatın. Projenin dışında en ufak değişiklik zirveden tırnağa tüm binayı tesirler. Bina için attığınız temelden demir ölçüsüne kadar her şey değişir. İnsan hayatını tehlikeye atan bu durum affedilebilecek, değersiz ya da seçim materyali olacak bir bahis değildir.
“Sistem, yanlış yapanı cezalandıracak formda kurulmak zorunda”
Şimdi 205 bin yapıyı affettiğiniz vakit onlara ruhsat vermiş oluyorsunuz, yapı kullanım müsaadesi veriyorsunuz. Kaçak yapı yapanları, yanlışları ödüllendirmiş oluyorsunuz. Burada sistemin sorgulanması gerekir. İlçe belediyelerinin bu yapıları denetlemek için yetişmiş, uzman insan gücüne muhtaçlığı var. İnsan gücü var mı? Yok. Bu insan gücünü istihdam edecek mali gücü var mı? O da yok. O vakit ilçe belediyelerinin bu yapıları denetleyemez. Yapı kontrol firması ile müteahhit ortasındaki alaka ise yapı kontrol sistemindeki sıkıntıların en bariz görünen kısmı. Müteahhit, Yapı Kontrol Firmasının müşterisi. Firma müteahhitten parasını alıyor, onu nasıl denetleyecek? Bütün bir sistem bileşenleriyle birlikte ile istikrar kontrol sistemini kapsayacak ve yanlış yapanı cezalandıracak biçimde kurulmak zorunda.”
“Emek Mahallesi’nde kentsel dönüşümü ben istedim”
Savaş, yaklaşık toplam 20 bin nüfustan oluşan Emek ve Aksaray mahallerindeki kentsel dönüşüm projesinin kendileri tarafından engellendiği ve bunun için kendisinin miting düzenlediği tezleri ile ilgili de şöyle konuştu:
“Emek Mahallesinde ben her vakit miting yaparım ancak kentsel dönüşüm için özel olarak hiç miting yapmadım. 2012 yılında Kentsel Dönüşüm Yasası çıktığında Türkiye’de birinci uygulayanlardan biriyim ben. Antakya Belediye Başkanlığı yaptığım sırada, Emek-Aksaray’daki riskli yapıları tanım eden benim, bakanlıktan da müsaadesi ben istedim. O devrin sonunda iktidar partisinden ayrılıp, Cumhuriyet Halk Partisine geçtim. Ben Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazandıktan sonra kentsel dönüşüm işini biz istedik, onlar AKP’li Antakya Belediyesine verdiler. Onayı isteyen benim zati neden karşı çıkayım? Bakın ben insanları hayatta ve sağlıklı tutmak için çalışan bir beşerim, bu belediye başkanlığından evvel de böyleydi, artık de bu türlü. Emek-Aksaray’da kentsel dönüşümü ısrarla istedik. Zira bir sarsıntıda, bir yangında beşerler riskli yapılarda tehlikede. Biz burada kimse ölmesin diye ısrar ettik. Lakin vatandaşı mağdur etmeyecek bir proje hazırlamayı beceremediler. Antakya Belediye Lideri yapamadı bunu. Sonraki de yapamadı. Orada ranta neden olacak, vatandaşı mağdur edecek durumlar yaşandı. Orada iki bin insanın hakkı vardı, altı bin konut yapmaya kalktılar. Üstüne üstlük alüvyon yerde konutlar 13 kat olsun dediler. Sıvılaşma riskinin en üst seviyede olduğu, çok fazla insanımızın hayatını kaybettiği bir yerde 13 katlı yapılar için proje hazırlamak ne demektir?
“İskenderun’dan geriye sırf sorular kaldı”
İskenderun’daki kentsel dönüşüm de misal formda sonuçlanmadan kaldı. 2013 yılında riskli alan ilan edilen ve bütçe tahsis edilen bölge 2022’de riskli alan olmaktan çıkarıldı. Alan riskli mi değil mi belgisiz. Ayrılan bütçe nereye harcandı? İskenderun’daki kentsel dönüşüm konusunda yalnızca sorular kaldı geriye. Sonuç olarak dokuz yılda bir kazma vurulmadı, bugün geldiğimiz noktada içimiz yandı. Hiçbir parti ülkemizden, insanımızdan değerli değil. Kentsel dönüşüm üzere hayati bir bahiste siyasi çekişmeler, öteki hesaplar bize hem bugünümüzü kaybettirdi hem de sevdiklerimizi. Zelzele sonrasındaki süreçte de Hatay olarak, Hataylılar olarak bunun acısını çektik. Böylesi bir felaket karşısında yalnızca yapılması gerekeni yapmakla mükellefiz. Kimse merak etmesin, hesap vermemiz gerekiyorsa vereceğiz, hesap vermesi gerekenlerin de peşini asla bırakmayacağız.
“Hepsinin yanıtı evraklarla elimizde”
Deprem oldu, biz enkazdan canlarımızı kurtarmaya çalışıyoruz, yararlılarımıza ulaşmaya çalışıyoruz, hava soğuk, insanlarımız terlikle yağmurun altında üşüyor, barınma ve besin sıkıntımız var, biz bunlarla uğraşırken bu argümanlara yanıt vermekle uğraşamazdım. Artık yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz. Artık vakti geldi, bu noktada evraklarla hepsini tek tek açıklıyorum. Benim karşılık veremeyecek bir durumum olsa aslında susardım. Ancak hepsinin yanıtı evraklarla elimizde.”
