Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde arkadaşıyla “kalem şakası” yaparken ağır bakım servisindeki oksijen vanalarını kapatarak bir hastanın vefatına neden olduğu savıyla yargılanan Fatih K., 17 yıl 6 ay mahpus cezasına çarptırıldı.
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanık Fatih K. ile şikâyetçilerden ölen Yusuf Sanin‘in eşi Çiğdem Sanin, Ali Sanin ile kızı Dicle Sanin Yakar hazır bulundu. Duruşma savcısı, bir evvelki celsede biyomedikal teknikeri Fatih K’nin “Olası kastla öldürme” cürmünden 20 yıldan 25 yıla kadar mahpusla cezalandırılmasını talep ettiği mütalaasını tekrar ettiğini belirtti.
“Tutuklanması gerek”
Söz verilen Sanin ailesi, şikayetlerinin devam ettiğini belirttiler. Sanin ailesinin avukatlarından Haludun Atik, sanığın mevte sebebiyet verdiğinin açık olduğunu belirterek yurt dışına çıkış yasağının yetersiz kaldığını ve sanığın tutuklanması gerektiğini tabir etti. Avukat Ümit Timoçin ise “Alınan inceleme raporunda saat 16.40 üzere vanayı kapattığı ve 5 dakikalık bir kesinti olduğu ortadadır. Maktülün kritik durumu mevcut olduğundan 5 dakikalık kesintinin mevte sebebiyet vermesi kaçınılmazdır. İsimli tıp raporuyla doğrulanmıştır. Sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi talep ediyoruz” dedi.
“Vanayı kapatmadım”
Sanık Fatih Kara savunmasında, “Ben vanayı kapatmadım. Olay yerine gittiğimde denetimlerimi sağladım ve olay yerinden çıkıp gittim. Beni 15 dakika sonra arayıp oksijen olmadığını söylüyorlar. Kasıtlı olarak vanayı kapatmadım. Beraatimi talep ederim” dedi.
Sanık avukatı Süleyman Akdemir ise “Ceza hukuku maddi gerçeği bulmaya dayanır. Tarafların beyanlarıyla gerçeğe gidilmez. Baskı yapılarak sözü alınmıştır. İsimli tıp kurumu hastane fezlekesine istinaden rapor vermiştir. Gerekirse uzmanlar çağrılarak evraktaki CD’lerin açılmasını ve bu çerçevede rapor alınmasını istiyoruz. Akciğer sinemalarında buzlu cam görüntüsü vardır. O periyot korona yaygın değildir. Bu hastalıktan da vefat etmiş olabileceği söylenmiştir. Hastane gerekli önlemleri almışsa, apansız elektrik kesintisi sıkıntılarında hastayı yedek aletlerle geri getirmesi gerekir. Aksi halde hastane kusurludur. İsimli tıp raporunda otopsi yapılmadığı bu nedenle kesin vefat sebebinin gösterilemeyeceği söyleniyor. Kamera kayıtlarında monitörlerde ışık yoktur. Sanığın olduğu yeri göstermemektedir. Kapı giriş çıkış imgelerinin de tespiti gerekmektedir” dedi.
“Eylemi ortadan kaldırmaz”
Talep üzerine kelam verilen savcı, maktülün olay sırasında ölümcül bir hastalığın pençesinde olmasının sanığın aksiyonunu ortadan kaldırmayacağını ve sanık avukatlarının taleplerinin belgeye yenilik katmayacağını belirterek talepleri reddetti.
Yurt dışı yasağı deva
Mahkeme heyeti, sanık Fatih Kara’nın “Kasten öldürme” cürmünü işlediğinin sabit olması nedeniyle evvel müebbet mahpus cezası verdi. Hareketin muhtemel kasıtla gerçekleştirmesi nedeniyle cezayı 21 mahpus cezasına indirdi. Mahkeme, geçmişi, geleceği muhtemel tesiri nedeniyle indirim uygulayarak sanığı 17 yıl 6 ay mahpus cezasına çaptırarak yurt dışı yasağının devamına karar verdi.
Ailesinden açıklama
Duruşma çıkışında açıklama yapan Sanin ailesinin avukatı Haludun Atik, sanığın yargılanmasının tamamlandığını ve 17 yıl mahpus cezasına çarptırıldığını belirterek “17 yıl mahpus cezasına karşın tutuklanmaması itiraza şayan bir durum. Hasebiyle biz buna itiraz edeceğiz ve istinaf mahkemesinin gündemine taşıyacağız. Ayrıyeten doğal mevt raporu tutan öteki sorumlular hakkında da hata duyurusunda bulunulması noktasında da yeniden istinaf mahkemesine mevzuyu taşıyacağımızı bildiririm. İstanbul Yönetim Mahkemesinde tazminat davamız devam etmekte, süreç ilerliyor. Alışılmış başından beri yanlış bir mahkemede açılan, asliye ceza mahkemesinde açılıp taksirle başlayan bir süreci itirazımızla mümkün kastla Türk Ceza Kanunun 81. hususu uyarınca muhtemel kasta çevirmiş ve burada da sorumlunun 17 yıl mahpus cezası almasını sağlamış bulunmaktayız. Olağan ki adalete olan güvencimiz tamdır bu noktada. İtirazlarımız noktasında da lehimize bir kişinin kolay bir kalem şakasından ötürü vefat etmesi, oksijen vanasının kesilmesi 17 yıl mahpus cezasıyla sonuçlandı. Ama burada biz lehimize olan itirazlarımızı yapacağız ve sanığın daha da ağır ceza alması için elimizden geleni yapacağımızı bildiririm” dedi.
“Rahat formda gezmesi beni rahatsız ediyor”
Ölen Yusuf Sanin’in eşi Çiğdem Sanin ise “En ufak bir hırsızlık olayında bile beşerler uzun müddetli mahpus yatabiliyor, çabucak tutuklanıp mahpus yatabiliyor. Lakin bu formda mevte neden olan bariz bir olayda hala kişinin açıkta gezmesi, elini kolunu sallayarak gezmesi biraz adaleti sorgulatıyor beşere. Takdiri insanlara bırakıyorum, hakime bırakıyorum. Kime bırakacağımı da bilemiyorum açıkçası” diye konuştu. Tutuklanmamasına reaksiyonlu olduğunu belirten Sanin, “Sadece benim eşime değil, orada bu biçim oksijen yetersizliğinden birkaç gün sonra ölen beşerler da var, bunlara da değinilmesi gerekiyor. Birçok olay var. Yalnızca bu bizim bildiğimiz, bilinmeyen de var. Bu kişinin bu kadar rahat bir biçimde dışarıda gezmesi beni rahatsız ediyor” dedi. (DHA)
