Karar müellifi Ahmet Taşgetiren İçişleri Bakanlığı kararıyla misyonlarından alınan HDP’li 3 belediye liderine dair yaptığı Fındıkzade travestileri değerlendirmede Bu operasyonlar Diyarbakır da meskenlerde kahvehanelerde nasıl konuşulur sorusunu yine gündeme getirdi Taşgetiren Bugün yine 1991 atmosferine girdi Türkiye diyerek Bugün güvenlik siyasetlerine mahkum edilen bir Ak Parti hali Fulya travestileri kelam konusu sözünü kullandı
İçişleri Bakanlığı HDP’li Diyarbakır Büyükşehir Belediye Lideri Adnan Selçuk Mızraklı Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk ve Van Belediye Başkanı Bedia Özgökçe Ertan ‘ı seçildikten yaklaşık Göztepe travestileri 5 ay sonra dün misyondan aldı Vazifeden almalar siyaset gündemine damgasını vurdu
Kamuoyunun birçok kesitinden vazifeden almalara reaksiyon geldi Muhafazakâr topluluğa yönelik tenkitleri ve tahlilleriyle öne çıkan Karar müellifi Taşgetiren Gümüşsuyu travestileri de misyondan almalara reaksiyon gösterenler ortasında yer alıyor Yansısı bugünkü Diyarbakır Van Mardin başlığıyla yayımlanan yazısında gösteren Taşgetiren şunları kaydetti
2 7 Mart akşamı yani seçimlerden yalnızca birkaç gün evvel Halkalı travestileri Cumhurbaşkanı Erdoğan tv lerin ortak yayınında şunları söylüyordu
Seçim akşamı iş bitti sonuçlar muhakkak oldu Bunların içinde terörle iltisaklı ilgili olanlar varsa biz artık o denli 5 6 7 sene bekleyemeyiz Anında gereğini yasal olarak savcılıklar inanıyorum ki yapacaktır Bu milletin parasını çarçur edecek olanlara buralar teslim edilmeyecektir
Seçim akşamı değil lakin işte seçimin üzerinden 4 5 ay üzere bir vakit geçti ve operasyon başladı HDP nin kazandığı üç büyük kentin belediye liderleri misyondan alındı yerlerine vekil olarak birebir vilayetlerin valileri getirildi Tıpkı Cumhurbaşkanı Erdoğan ın sözlerindeki “terörle iltisak” gerekçesiyle.
1991 de SHP listesinden Meclis e giren Leyla Zana, TBMM’deki yemin sırasında Kürtçe konuşunca kürsüden indirilmiş, akabinde da HEP’li milletvekilleri Meclis çıkışında polis tarafından gözaltına alınmıştı.
O vakit ben “Bu imajlar Diyarbakır kahvehanelerinde hangi his içinde seyredilmiştir?” diye yazmıştım.
1991 den 2019 a 28 yıl geçmiş “Kürt oyları” ile ilgili sancı bitmemiş. Hatta derinleşmiş.
Derinleşmiş zira Kürt oylarının bugün temsil edildiği HDP tutuklu eş liderleri ve bir çok milletvekili ile kriminal bir siyasi olgu haline getirilmiş buna karşın yasal alandaki varlığını TBMM deki üyeleri de dahil devam ettiriyor
Buna Suriye deki Kürt varlığı ile ilgili tansiyonlar ek olmuş Bu boyut Türkiye nin ABD AB hatta Rusya ile bağlantılarını kritik hale getiren mahiyet kazanmış
Cumhurbaşkanı Erdoğan ın 31 Mart öncesindeki kelamları o gün Doğu Güneydoğu da hala HDP ye yönelecek oyları engelleme gayeli olarak okundu Beşerler “Nasıl olsa seçilseler bile vazifeden alınacaklar, öyleyse oy vermeyelim”derler diye düşünülmüş olmalıydı.
Öyle olmadı Diyarbakır da yüzde 62 93 Mardin de yüzde 56 24 Van da yüzde 53 83 oy alan HDP adayları seçildi HDP nin oyları düşmüştü lakin tekrar de seçimi kazanmışlardı
Şimdi ne olacaktı
Kürt oyları nın yalnızca Doğu – Güneydoğu’da değil, Batı’daki metropollerde de son derece stratejik paha taşıdığı bir gerçekti. İstanbul üzere bir metropolde, Kürt oyları nereye aksa orayı öne geçirmekteydi ve AK Parti, İstanbul’un yenilenen seçiminde Kürt oylarını kazanabilmek için ağır uğraş sarf etti. Hatta “Terörist başı” Öcalan’dan mektup getirildi, kırmızı bültenle aranan kardeşi Osman ÖcalanTRT Kürdi’ye çıkarıldı.
Görülen o ki Kürt oylar derin bir kimlik şuuru yaşıyorlardı Üstelik Leyla Zana’ya ve HDP milletvekillerine yapılanlar, Kürtlerin sinmesi beklentisinin zıddına bu kimlik şuurunu beslemekten öte bir etki yapmıyordu.
Aslında Ak Parti iktidara geldikten sonra devletin Kürt vatandaşları ile münasebetinin sıkıntılı yapısına neşter vurmak için çalışma başlattı Tıpkı devletin dindar toplum kesitleriyle Alevilerle hatta gayrı Müslimlerle problemli bağlantılarını rehabilite etmeye çalışması üzere
Diyarbakır Cezaevi sendromu vardı beyaz Toroslarla işlenen faili meçhuller vardı terörle uğraş ismine sivil alanların terörize edilmesi vardı devlet ismine yapılan yanlışlar vardı ve Ak Parti bütün bunları tashih etmek üzere uğraş sarf etti
Bu uğraşların tesirli olmadığı söylenemez Hendek olaylarında devlet operasyon yaptığında Kürt halkı bunu yadırgamadı Akıl almaz bir şeydi hendekler öz idare ilanları
Bugün yine 1991 atmosferine girdi Türkiye Evet soru hala şu “Bu operasyonlar Diyarbakır’da konutlarda, kahvehanelerde nasıl konuşulur?”
Eğer sorun halkın kimlik şuuru içinde terör merör dikkate almadan seçim yapıyor olmasında ise bu işler kimlik şuurunu derinleştirmekten öbür ne mana taşıyor
Bunun da manası şudur Önümüzdeki hangi seçimde Diyarbakır Van ya da Mardin ya da öbür bir Doğu Güneydoğu ilinin seçim sonuçlarını kabul edeceğiz
Bir soru daha sorulmalı alışılmış ki
Diyarbakır halkının iradesini devlet eliyle etkisiz hale getirebiliyoruz ancak mesela Batı daki metropollerdeki Kürt oylarının tayin edici rolüne ne diyeceğiz
Ortada nitekim külfetli bir durum vardır
Amerika ya da AB yarın “Kürt hamisi rolü”ne soyunur bunun için de Diyarbakır – Van – Mardin’i münasebet olarak gösterirse ne diyeceğiz?
Ak Parti farklı bir devlet hali geliştirmişti Amerika Kandil i kullanarak Suriye atağı ile bu tutumu sabote etti
Bugün güvenlik siyasetlerine mahkum edilen bir Ak Parti tutumu kelam mevzusudur “Kürt sorunu”nun bölge planında derinleştiği bir periyot içine girmiş bulunuyoruz. Çok üzücü.
