2017 yılından beri süren hukuk çabası sonucu trans bireylerin kimlik üzerindeki cinsiyet değişimlerini sağlamaları için gerekli olan tıbbi müdahalenin önü büsbütün açılmış oldu. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde kelam konusu ameliyatın yapılması reddedildiği başvurusu üzerine başlayan mahkeme süreci de böylece son bulmuş oldu. KaosGL’den Emirhan Deniz Çelebi’nin aktardığına nazaran trans erkeklerin müracaatlarını, “Akademik şura kararı ile artık trans erkeklerin laparoskopik histerektomi ameliyatlarını yapmıyoruz, ameliyat gününüzü iptal etmek durumundayız” diyerek reddeden Cerrahpaşa Tıp Fakültesi süreci kaybetti.
Medeni Kanun ve AİHM maddeleri nedeniyle ameliyatın mahkemelerin sonuçlanması için zarurî olduğu vurgulanırken KaosGL’de çıkan yazıda şu tabirler kullanıldı:
“Avukatım Rozerin vasıtasıyla İstanbul Yönetim Mahkemesi’ne başvurduk. Rozerin dilekçesinde de bu tavırlarının transfobik ve ayrımcı olduğunu belirtti. Bütün süreci düzenleyen Uygar Kanun Unsur 40’ı ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni hatırlattı ve ‘İdarenin transların ‘sterilizasyon’ ameliyatlarını uygulamama kararının keyfi ve hukuka aykırı’ olduğunu belirterek yürütmeyi durdurma kararı verilmesini talep etti.
2017 yılındaki bu müracaatımızın akabinde İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü ne yaptı? Tabi ki davanın reddedilmesini istedi. Birinci derece mahkeme olan İstanbul 10. Yönetim Mahkemesi, hastane tarafından ‘cinsiyet değişikliği ameliyatı olması zorunludur’ biçiminde rapor düzenlendiğini de hatırlatarak hastanenin ameliyatı reddedemeyeceğini söyledi. Bölge Yönetim Mahkemesi, hastanenin istinaf müracaatında da bu kararı yineledi.
Üniversite şaşırtmayarak bu kararı da Danıştay’da temyiz etmek için müracaat yaptı. En sonunda bu yıl Danıştay 10. Dairesi kesin kararı verdi ve temyize gerek olmadığına karar verdi. Böylelikle 2017 yılından beri süren hukuk gayreti sonucu trans erkekleri ameliyat etmeyi reddeden hastanenin bu tavrının hukuksuz olduğu mutlaklaşmış oldu.
BİMER ile başlayıp Danıştay’da son bulan bu süreç, savunuculuğun kıymetini bir sefer daha anladığımız bir emsal niteliği taşıyabilir. Bu sayede hastanelerin ameliyat yapmayı reddetme üzere bir lüksünün olamayacağı yargı tarafından da onaylanmış oldu. Savunuculuğu yaptığımız bu mühlet içerisinde Anayasa Mahkemesi ‘üremeden daima biçimde mahrum olmak’ kuralını Uygar Kanun’dan kaldırdı, her ne kadar pratikte işler o denli yürümese de… Yapacak işimiz çok!
Karar hepimize iyi olsun!”
